SİNGAPUR SÖZLEŞMESİ’NİN GETİRDİKLERİ
ULUSLARARASI NİTELİKTELİ ARABULUCULUK ANLAŞMA BELGELERİNİN TENFİZİ
26 Haziran 2018 tarihinde kısaca Singapur Sözleşmesi olarak bilinen “Arabuluculuk Sonunda Yapılan Uluslararası Sulh anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Sözleşmesi” nihai taslak haline gelerek 20 Aralık 2018 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel kurulunca kabul edilmiş ve 7 Ağustos 2019 tarihinde devletler tarafından imzalanmıştır.
Singapur Sözleşmesinden önce arabuluculuk anlaşmalarının icra edilebilirliğine ilişkin herhangi bir düzenleme yoktu. Sözleşmenin adından anlaşılacağı üzere, uluslararası ticari arabuluculuk sonucunda taraflar arasında yapılan sulh anlaşmalarının icra edilebilirliği düzenleme alanı bulmuştur.
Amaç, arabuluculuğun uluslararası alanda tercih edilmesini artırmaktır.
Sözleşme kapsamında arabuluculuk anlaşmasının uygulanabilmesi için;
- Anlaşma belgesinin yazılı olması (elektronik ortamda yapılan haberleşme de bu yazılı şekil şartını karşılayacak),
- Sulh anlaşmasının en az iki tarafının ticari merkezlerinin farklı ülkelerde bulunması veya
- Sulh anlaşmasının taraflarının ticari merkezlerinin Singapur Sözleşmesi’ni onaylamış bir devletin topraklarında bulunması gerekmektedir.
Singapur Sözleşmesi, aile, miras ya da iş hukukuna ilişkin uyuşmazlıkların çözümü için imzalanan sulh anlaşmalarına veya tüketici işlerinden kaynaklanan anlaşmalara uygulanmayacaktır. Yine, bir mahkemece onaylanan veya yargılama esnasında akdedilen ve o mahkemenin devletinde ilam hükmünde olan sulh anlaşmaları ya da hakem kararı olarak icra edilebilen sulh anlaşmaları da kapsam dışındadır.
Sulh anlaşmasının icra talebi aşağıdaki hususların varlığı halinde reddedilecektir:
- Taraflardan biri sulh anlaşmasının icrasını talep ettiğinde Singapur Sözleşmesi’ne taraf olan devletlerin yetkili makamları yalnızca icra kararının kamu düzenine aykırı olması veya yetkili makamın kendi hukukuna göre uyuşmazlık konusunun arabuluculuğa elverişsiz olması hallerinde icra talebini re’sen reddedebilecektir.
- Kendisine karşı sulh anlaşmasının icrası talep edilen taraf ise ancak taraflardan birinin ehliyetsizliği, sulh anlaşmasının geçersizliği veya uygulanamaz ya da ifa edilemez oluşu, arabulucunun arabuluculuk kurallarını ihlal etmiş olması gibi sayılı hallerde sulh anlaşmasının icrasının reddini talep edebilecektir.
Güncel düzenlemeler ve çalışmalar kapsamında dava ve tahkim yoluna göre daha hızlı ve daha az masraflı olan alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden arabuluculuğun ilerleyen zamanlarda daha çok öne çıkacağı söylenebilir.