Anayasa Mahkemesi’nin 04.12.2024 tarihli kararıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Ek 1. Maddenin 2. fıkrasında alan hükmün Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
İptale konu HMK Ek Madde 1 hükmünün içeriğinde istinaf ve temyiz kanun yoluna başvuru sırasındaki parasal sınırlara ilişkin düzenleme mevcuttur.
Maddenin 1. fıkrasında parasal sınırların arttırılması, 2. Fıkrasında ise parasal sınırların uygulanmasında esas alınacak tarihe yer verilmiştir. Madde içeriğinde yer alan, 341. Madde İstinaf kanun oluna başvurulabilen kararları, 362. madde ise temyiz edilemeyen kararlara dair düzenleme yer almakta olup kısaca bu maddelerin içeriğine yer vermek gerekir ise;
İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar başlıklı 341. Madde kapsamında;
– İlk derece mahkemelerinde verilen kararlardan manevi tazminat davalarında verilen kararlar hariç olmak üzere miktar veya değeri 3.000,00-TL geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu,
– Alacağın bir kısmının dava edildiği taktirde 3.000,00-TL kesinlik sınırının alacağın tamamına göre belirleneceği,
– Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda ise kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 3.000,00-TL geçmeyen tarafın istinaf yoluna başvuramayacağı hüküm altına alınmıştır.
Temyiz edilemeyen kararlar başlıklı 362. madde kapsamında ise;
– Miktar veya değeri 40.000,00-TL geçmeyen davalara ilişkin kararların kesin olduğu,
– Kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları ile kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanlar hariç olmak üzere 4’üncü maddede gösterilen davaların temyiz edilemeyeceği,
– Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde 40.000,00-TL kesinlik sınırının alacağın tamamına göre belirleneceği,
– Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde ise kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 40.000,00-TL geçmeyen kararlara karşı temyiz yoluna gidilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Ek 1. Maddenin 1. Fıkrasında, istinaf ve temyiz başvurularına dair parasal sınırların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, (Vergi Usul Kanunu’nun 298. Maddesi kapsamında Hazine ve Maliye Bakanlığınca) her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması hükmü mevcuttur.
Temyiz ve istinaf parasal sınırlarının yeniden değerleme oranında güncellenmesine dair bu hüküm ile, parasal sınırların enflasyon nedeniyle günün ekonomik şartlarına göre düşük kalmasının önlenmesi ve istinaf ve temyiz mercilerinin iş yükü azaltılarak yargılamaların daha hızlı bir biçimde sonuçlanmasının sağlanması amaçlanmaktadır.
Burada amaçlanan faydanın oldukça anlaşılır ve makul olduğu kuşkusuzdur. Nitekim yazımıza konu olan Anayasa Mahkemesi kararında Ek 1. Maddenin 1. Fıkrasına dair itiraz reddedilmiştir.
Ek 1. maddenin 2. fıkrasında ise, 341., 362. ve 369. maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı hükmü yer almaktadır. Diğer bir ifade ile parasal sınırların neye göre belirleneceğine dair hüküm 2. fıkrada yer bulmuştur. Bu hükme göre, hükmün verildiği tarihteki dava değerinin parasal sınırların altında kalmaması gerekmektedir.
Ek 1. maddenin 2. fıkrası yönünden yapılan yargılamada ise parasal sınırlar güncellenirken, yargılama süresince kayba uğrayan dava değerinin bu sınırların altında kalmasından dolayı hükmün üst kanun yoluna taşınamamasının;
Anayasa’nın 36. maddesi “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” hükmüne ve Anayasa’nın 13. maddesi “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” hükmüne aykırılık oluşturacağına karar verilmiştir.
Bunun anlamı, istinaf veya temyiz yoluna başvuruda, dava değerinin, hükmün verildiği tarihte geçerli olan parasal tutarların altında kalmaması şartı, kanun yoluna başvuru tarihinde sağlanmış olsa da, yargılamaların uzun sürdüğü durumlarda hükmün verildiği tarihte sağlanamayabilir.
Bu durum da, hükmün üst kanun yoluna taşınamaması ve dolayısıyla tarafların yargılamaya erişim hakkını, hükmün denetlenmesini talep hakkını ve aynı zamanda hak arama hürriyetini ölçüsüz bir şekilde sınırlayacaktır.
O halde, kanun koyucun yargılamanın usul ekonomisi gözetilerek makul sürede sonuçlandırılması, böylelikle de kamusal yararın sağlanmasını amaçlamakta ise de, amaçlanan bu toplumsal yarar ile davanın taraflarının kanun yoluna başvurmasından kaynaklanan menfaatleri arasında makul bir dengenin varlığı gerekmektedir.
Ancak ek 1. Maddenin 2. Fıkrası ile düzenleme bulan, parasal sınırların uygulanmasına dair hüküm, yargılamanın uzun sürdüğü durumlarda hükmün verildiği tarihten sonra parasal sınırların güncellenmesi nedeniyle daha sonra yeniden kanun yoluna başvurma imkanını ortadan kaldırabileceğinden, kişilerin hükmün denetlenmesini talep etme hakkını orantısız ve ölçüsüz olarak sınırlandırmaktadır. Bu nedenle, Anayasa Mahkemesi’nin 04.12.2024 tarihli kararıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Ek 1. Maddenin 2. Fıkrasında yer alan 341.madde ve 362. Madde ibaresinin, Anayasanın 13. ve 36. Maddelerine aykırı olduğu gerekçesi ile iptali gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Kararda ayrıca, Anayasa Mahkemesi’nce verilen işbu iptal kararının Resmi Gazete’de yayımlandığı gün olan 30.01.2025 tarihinden başlayarak 9 ay sonra yürürlüğe gireceği kararlaştırılmıştır.
Söz konusu yasal değişikliğin yürürlüğe gireceği ve uygulanmaya başlanacağı 31.10.2025 tarihinden itibaren mahkemelerce iş bu değişikliğin, dava tarihindeki yasal sınırlara göre uygulanacağı konusunda kesin bir açıklama ya da yargı kararı olmasa da, uygulamanın bu yönde şekil alacağına dair ön görüşler mevcut ise de, iş bu değişikliğin uygulamaya tam olarak nasıl yansıyacağı yürürlük tarihinden sonraki yargı kararları ile daha net ortaya çıkacaktır.
Av. Arb. Melek ATALAN
Staj. Av. Yiğit Yeşilyurt